Türkiye , sanayi ve teknoloji alanında bilhassa son yıllarda dışa bağımlılıktan kurtulmak için büyük çaba sarfediyor.
Çok yönlü kuşatma altında bulunmamız nedeniyle öncelikli olarak savunma sanayimizi güçlendirmek zorunda olduğumuz realitesiyle harekete geçen Erdoğan, bu yönde önemli adımlar atılmasını sağladı.
Bugün geldiğimiz noktada sadece savunma sanayiinde değil, birçok teknolojik alanda önemli gelişmeler kaydettik.
Ancak,Dışarıya her tür sanayi ürünü gönderir konumuna gelen güçlü bir yan sanayimiz olmasına rağmen henüz yerli, ülkemize ait bir otomobil markasının bulunmayışı ülkemiz açısından önemli bir eksikti.
Anlaşıldığı kadarıyla, marka hakları, patentleri başka ülkelere ait olan bazı araçların ülkemizde üretilmesi ve bunların yerli olarak tanımlanması bu yöndeki beklentilerinin önünü kesiyordu. Bir başkası adına üretmek demek, hazır bir pazar üzerinden hareket etmek demekte ve sıfırdan bir marka yaratmak oldukça zordu..
Ülkemizde üretilen bu tip araçların üretilen araçların kaliteleri yüksek olsa da, ithal edilen kimi araçlarla boy ölçüşmesi mümkün değildi. O nedenle daha yüksek segmentte araç almak isteyenler ülkemizde üretilenler yetine bilinen marka lüks yabancı otomobilleri tercih ediyordu.
Böylesi bir ortamda sıfırdan, dünya pazarlarında boy ölçüşecek kalitede bir otomobil markası üretmeyi macera gören iş çevreleri bu konudan uzak durmaya çalışıyordu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ise, bu konuda da varlığımızı öne çıkaracak bir atılımda bulunmanın gereğine inandığı için yaklaşık 7-8 yıldır bu konuyu iş çevrelerinin gündemine sokmaya çalışıyordu. Son yıllarda ise bu konuyu adeta bir direktife dönüştürerek patenti bize ait, bizim markamız olan bir otomobil üretilmesi için iş çevrelerinden kolların sıvanmasını istedi..
Bir kısım girişimci tarafından çalışmalar başlatıldı. Gelecek araç teknolojilerinin elektrikli olacağı dikkate alınarak, yapılacak olan otomobillerin elektrikli olmasına karar verildi ve çalışmalar hızlandırıldı.
Bu yönde ilk ciddi çalışma Eski Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık döneminde başlatıldı. 2015 yılında tanıtılan ve TÜBİTAK ile geliştirilen yerli/milli otomobilin 2019 yılında yollarda olacağı belirtildi ancak çalışmalar istenildiği gibi ilerleyemedi.
Çalışmaların beklentilere cevap vermemesi üzerine Erdoğan, konuyu yakın takibe aldı, yeni dönemde yoğun bir çalışmayla istenilen noktaya gelindi ve üzerinde karar kılınan araç kamuoyuna tanıtıldı.
Otuzun üzerinde kişinin yer aldığı bir ekiple sürdürülen çalışmaların model kısmında dünyaca ünlü otomobil tasarımcısı Murat Günak imzası var.
Son şekli verilen otomobil, çeşitli otomobil prototiplerin üretildiği İtalya’da banta sokularak üretildi ve tanıtıma hazır hale getirildi.
Önce şunu belirtmeli; Bu araç bir devlet aracı değil, özel sektör aracı. 5 kişiden oluşan bir konsorsiyum bu işi üstlenmiş durumda. Erdoğan, sadece bu işin yapılması için işadamlarına her türlü destek sözü vererek, bunun milli bir görev olduğunu vurgulayarak mevcut girişimci potansiyelini harekete geçirdi.
Sonuçta; emekler zayi olmadı ve dünyanın beğenisini kazanan son derece güzel bir araç modeli ortaya çıktı. Öyle ki daha şimdiden onbinlerce ön sipariş söz konusu..
Elbet iş bununla bitmiyor. Henüz işin başındayız.
Fabrika için ilk adım atıldı ve bununla ilgili BURSA seçilerek devlet arazisinin tahsisi resmî gazetede yayınlandı.
Fabrikanın kurulup, seri üretime geçilmesi için 2-3 yıllık bir süre öngörülüyor. Eğer, öngörülenler gerçekleşirse sadece Türkiye’de değil, Dünyanın birçok yerinde Türk markası otomobiller yollarda olacak..
Aracın elektrikli olması fiyatın da çok altlarda olamayacağını ortaya koysa da bu konuda henüz bir açıklama yapılmış değil. Yüksek segmentte bir araç hedeflendiği için her ne kadar emsallerinin altında satılacağı tahmin edilse dahi tahminim bu fiyatlar kolay ulaşılabilen rakamlar olmayacak. Sanırım satış noktasında da bankalar üzerinden önemli kolaylıklar sağlanacak.
Bu yöndeki ayrıntılar üretimin gerçekleşmesine yakın dönemlerde iyice netleşir.
Üretilecek otomobilin patenti Türk olsa da, ilk aşamada yüzde yüz yerli parçalarla üretim mümkün değil. Üstelik buna gerek de yok. Dünyanın en ünlü modellerinin kimi aksamları değişik ülkelerden tedarik ediliyor ve üretim yerinde montajlanıyor. Hatta , bu araçların bazı parçaları Türkiye’deki yan sanayi ürünü..
Burada, dikkat çekici konu; Türkiye, üreteceği aracın kimi özgün özelliklere sahip olmasını istiyor. Bu konuda motor dahil, bir çok tamamlayıcı üründe yenilikler elde etmek için yoğun bir arge çalışması var..
Üreteceğimiz otomobilin sadece görüntüsü değil, iç özelliği ve aksamlarıyla öncü model olmasına özen gösteriliyor.
Umarız, Cumhurbaşkanımız R.T. Erdoğan’ın zorlamaları ve itiklemeleriyle yapılan bu özverili çalışmalar (savunma sanayinde olduğu gibi) gıpta edilen bir otomobil markası kazanmamıza vesile olur…
Emeği geçen herkese ülkemiz adına teşekkürler
Adnan Onay