Duvar gazetesinde bir makale okudum. Fehim TAŞTEKİN yazmış. Kimmiş bu zat-ı muhterem. “Rojava: Kürtlerin Zamanı” yazarı!..
“Türkiye’den sahaya intikal eden askeri araç sayısı 2 bin 100’ü, asker sayısı 7 bini buldu. Bunca yığınaktan sonra iki ordu arasındaki ‘kaçak savaş’ doğrudan cephe savaşına dönüşmesin diye son tutucu ilmek Rusya’nın yapacağı jestten ibaret! “Diyerek çaresizliğimize gönderme yapan bir manivela!
Rakamlarımızı karşı tarafa deklere eden bir kalem!
“Rusya bize jest yapmasa mahvolduk” edebiyatı!..
“Maşa” sözcüğü daha çok yakışıyor bu insana.
Çünkü halkını katleden zalimin ordusuna “Suriye ordusu buraya yüzlerce cephe ve binden fazla noktada savaşarak geldi. Öldürerek, ölerek! Yıkarak, yıkılarak! Askeriyle milisiyle 150 binin üzerinde kayıp vererek! Bu kadar bedelle gelmiş bir ordunun karşısına iğreti planlamalarla set seçildiğinde durum her türlü senaryoya açık hale geliyor” derken Suriye’nin kanlı zalim ordusunu kutsuyor, ülkesinin, yani Türkiye’nin plansız programsız ve “iğreti adımlar attığını” utanmadan yazabiliyor!
Parmak salladığımız Nato’dan yardım istemişiz yazara göre!
Savunma bakanımızı küçümseyen bu zat “ Avrupa Ukrayna’yı yalnız bıraktı” diyerek “o kapının da Türkiye’nin yüzüne kapandığını” sevinerek ima ediyor!..
Türkiye’nin bir süper gücü masaya oturtması dokunmuş yüreğine “Yine de masanın etrafına kurulan iki bakan “Her şey berkemal” dercesine gülüyor.” diyerek hayıflanıyor, Türkiye ve Rusya arasında gerilen ipin kopmamasına hayret ediyor bir bakıma!..
Yani “Rusya Türkiye’ye yüzünü ekşitmeli en azından” diyor!
Sahada yaşanan kargaşanın S400 meselesini etkilemeyecek olması kazık gibi giriyor yüreğine!
Makalesinin bir başka bölümünde içinde biriken kinin esas kaynağını görüyoruz.
“TSK’nin tank ve havanlarıyla fazladan ateş gücü. NATO ‘devrimin’ hizmetinde! Daha ne olsun?”
Diye yazarak koskocaman Türkiye’yi ülkenin çıkarına değil Nato’nun hizmetinde göstermeye çalışıyor.
Bütün bunların sebebi elbette ki Erdoğan!
Onun hevesleri mesele yazar göre.
Ve çizmeyi aşan içindeki kini “Dizginlenemeyen hevesler ile kifayetsiz siyasi-askeri-diplomatik kapasite arasında gerilip boşalan bir zemberek sanki. Rus-Amerikan mengenesinde kıvranan bir karar alıcı” diye en alt seviyeye indiriyor, koskocaman İslam dünyasında hangi ülkede seçime girse kazanacak moral bir desteği olan ERDOĞAN’i küçümsemekten hiç ama hiç çekinmiyor duvar karalamalarında!…
Burası Türkiye. Mazlumların sığanağı.
Hainlerin at oynattığı ülke!
Ama her şeye rağmen, her türlü satılmışlığa rağmen şükürler olsunki dimdik ayakta!
Çamurla sıvanmış “duvar” lara yazan hainler olmasına rağmen!…