Londra-Pekin arasını demiryolu ağlarıyla birbirine bağladığı için ‘İpek Demiryolu’diye adlandırılan ve yurdumuzu iç bölgelerden Kars-Tiflis ve Bakü’ye bağlayan Demiryolunun Doğu Karadeniz’de hangi limana indirileceği konusu bölgedeki iller arasında kavga konusu oldu.
Önce Gürcistan devreye girdi ve bunun için lojistik bir liman yapılması için uluslararası konsorsiyum ile iş birliğine girişti. Ancak, proje devreye sokulamadı. Böylece Gürcistan bu konudaki şansını tepmiş oldu.
Türkiye’de Gürcistan’dan bağımsız çalışmalar içerisine girerek Demiryolunun D.Karadeniz’de Kafkaslar’a en yakın bir limana indirilmesi için çalışmalar başlattı.
Bu çerçevede her yatırımdan en yüksek payı almak isteyen Trabzon hemen kolları sıvadı.
Giresun siyaseti ve kamuoyu da bunu bir fırsat görerek Tirebolu’ya lojistik bir liman yapılmasını, Demiryolu’nun uygun bir güzergahtan buraya bağlanması için kampanya başlattı.
Bu arada çıkış bağlantı merkezi için adları geçen Erzurum, Erzincan, Bayburt ve Gümüşhane de bağlantı yerinin kendi illeri üzerinden geçmesini istiyordu.
Gümüşhane ağırlıklı olarak Trabzon’la bütünleşmiş bir şehir olduğu için Gümüşhane’lilerin tercihi bu yolun Trabzon merkeze yani Değirmendere’deki mevcut limana bağlanmasıydı.
Bayburtlular ise illerinin by-pass edilmek istenmesine tepki göstererek “en kısa ve en uygun güzergah Bayburt’tan bağlantıdır “ diye Gümüşhane’nin taleplerine tepki gösteriyordu.
Erzincan her halükarda her il için zorunlu bağlantı adresi görüldüğü için bir tercih belirtmekten uzaktı.
Erzurum ise Erzurum’dan inecek güzergahın adresinin Rize olabileceği, Rizelilerin ise konuya tamamen ilgisiz kalmasını dikkate alarak sessiz kalıyordu.
İlginç ki, her il bu önemli proje için ayağa kalkarken Rize’de bu projeyle ilgilenen olmuyor, bunun yerine bu projeyle yakından uzaktan ilgisi olmayan, hiçbir altyapı çalışması bulunmayan ancak hepimizin hayali olan Sarp-Samsun arasında demiryolu yapılmasını gündeme getiriliyor, bunun için kampanya başlatıyordu.
İpek Demiryolunun D.Karadenizde bir limana indirilmesi için düşüncelerin gelişmesiyle birlikte Ankara’daki bir kısım Rizeli bürokratların bilgilendirmeleri üzerine, Televizyonumuz Kaçkar Tv’de Demiryolunun OF/Çaykara/İyidere vadileri üzerinden Rize’ye indirilmesi gerektiğini anlatan haberler ve programlar yaptım.
Konuyu geniş bir zemine yaymak için destek istediğim zamanın Ticaret Odası yetkilileri ve diğer kuruluşlar tıpkı bugün olduğu gibi o günde konuyu önemsemediler.
Bu arada Demiryolunun nereden nereye inmesi gerektiği konusunda alternatifli çalışmalar başlatıldı. Yapılan bu ön çalışmalarda Treboluya lojistik liman yapılıp, Demiryolunun buraya bağlanmasının uygun olmadığı anlaşıldı. Bu talep tamamen rafa kalktı.
Geriye iki ihtimal kalıyordu. Rize veya Trabzon… Rize konuyla ilgili sessizliğini koruyup, ‘Sarp-Samsun’ ile ilgilenirken Trabzon ve Gümüşhane tek vücut olup sabah akşam bu konuyu işlediler ve sonunda bu yolun Trabzon’a bağlanması için Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı da ikna ederek 3 yıl önceki Akparti Trabzon kongresinde bu müjdeyi Erdoğan’dan aldılar.
Ancak, Erdoğan her ne kadar Trabzon’a bu konuda söz vermiş olsa da bağlantının hangi limana, hangi noktaya yapılacağı konusunda bir açıklamada bulunmamıştı, şu ana kadar da bu konuda bir açıklama yapmış değil.
Yine de verilen bu söz dahi Trabzon merkez dükalığı için yeterliydi. Hemen bunun için mevcut limanın buna uygun halde olup olmadığı araştırıldı.
Trabzon limanının şehrin ortasında olması nedeniyle demiryolu yoğunluğunu kaldıramayacağı gerçeği bir yana bu yoğunluğu Trabzon limanının da kaldırması mümkün değildi.
Üstelik bu limanın daha da büyütülme istidatı yoktu.
Bunun için merkez dükalığı yeni arayışlar içine girdi. Önce Arsin dendi ,sonra sırasıyla, Araklı ve Sürmene düşünüldü. Eğer mevcut Trabzon limanı olmazsa bu yerlerden birine lojistik bir liman yapıp demiryolunu bu yerlerden birine bağlamayı seslendirmeye başladılar. Çünkü demiryolu limana inmek zorundaydı.
Bu arada nedense yer arayışı içine giren bu kişilerin aklına Trabzon’un Rize’ye bitişik ilçesi Of gelmiyordu!
Yapılan alternatif proje etütlerinde ise en uygun maliyetli, en az tünelli, en kısa maliyetli olanın Erzurum-Erzincan arasındaki bir istasyondan Of/İyidere inilmesi ortaya çıkınca bu çevrelerin işleri zorlaştı. Bu konuda yapılan akademik 3 çalışmada da en uygun güzergah Of/İyidere güzergahıydı.
Erzincan-Gümüşhane üzerinden Trabzon limanına inilmesi en zor, en pahalı ve en uygunsuz olanıydı.
İşte bütün olup bitenleri yakından takip eden birisi olarak etüt çalışmalarında ortaya çıktığı gibi en uygun güzergah olan Of/İyidere sahiline inilmesi gerektiği üzerindeki ısrarımı yoğunlaştırdım. Bu konuda defalarca yazılar yazdım.
Bu yazıları kesinlikle mikro milliyetçi duygularla yazmıyordum.
Of’tan başlayan bir alanı içerecek şekilde İyidere’de bir lojistik liman yapılması ihale aşamasına gelmekteydi. Doğal olarak bu proje gerçekleşirse her şeyiyle en doğru olanın demiryolunun buraya indirilmesiydi.
Bu proje sadece Rize’nin değil Of sınırlarından başlaması nedeniyle de aynı zamanda Trabzon’un da projesi olacak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da Trabzon’a verdiği söz yerde kalmamış olacaktı diye düşünüyordum.
Ama geldiğimiz noktada görülmekte ki, Gümüşhane’yle bütünleşen Trabzon merkez lobisi Of’u Trabzon’dan saymamayı sürdürüyor.
Oysa bu proje bölgemizi Kafkaslar’a kadar taşıyacak, sahil demiryolunun adımlarının atılmasını sağlayacak, D.Karadenizdeki her ile yarayacak bir proje.
Demiryolunun İyidere’de yapılacak olan lojistik limana bağlanması halinde buradan kolayca, çok düşük maliyetlerle Trabzon ve Batum limanına kol vermek mümkün.
Böylece Batum ile Trabzon arasındaki sahil demiryolunun önemli bir bölümü de tamamlanmış olacak.
Daha sonra Trabzon ve Samsun istikametinden adım adım iki yönü birbirine kavuşturmak mümkün.
Ben bunları hep ısrarla yazdım ve sonunda anlaşıldı ki Rize Akparti milletvekilleri de bu doğru proje için sessizce çalışma yürüttüler, Rize kamuoyuna bu müjdeyi verdiler.
Ancak henüz hiç biten bir şey yok.
Trabzon ve Gümüşhane yanlış taleplerinde ısrar ederek kamuoyunu kışkırtıyorlar. Buna bir takım siyasiler de öncülük ediyor.
Sonuç alıp almayacaklarını bilmiyoruz.
Devleti zarara uğratma adına sırf bir kısım çevrelerin dediği olsun diye ilmin, bilimin, aklın ön gördüğü bir karardan vazgeçilecekse iyi bilelim ki bunun önemli nedenlerinden biri de Rize’nin suskunluğu olacaktır.
“eline vur, lokmayı elinden al “ durumuna düşmemek için bu konuya sahip çıkalım..
Sonra eyvah para etmez…
Andan ONAY
10.9.2020