Kuran’da İsrailoğulları diye seslendi Yahudilere Allah!
Onları inşa etmek için birçok mesaj verdi. Kendi aralarındaki mücadeleler ve etrafındaki toplumlara uygulamış oldukları tavır onları yalnızlaştırdı ve dünyanın bütün coğrafyasına savrulmalarına neden oldu.
Yahudiler dini inanışları gereği kendilerini yaratılmışların en üstü görmüş ve herkesi kendi hizmetkârı olarak kabul etmiştir. Sonuç olarak da insanlara mezalimi hoş görmüştür.
Bugün nüfus olarak küçük ama nüfuz olarak büyük bir hinterlanda sahip İsrail devleti… Güçlü sermayesi, lobisi ve konumu kendine ABD ve İngiltere olmak üzere birçok devletin hamilik yapmasına neden oldu.
İspanya’dan sürülen, Hitler’in zulmünden kaçan Yahudilere, mirasçısı olduğumuz Osmanlı da, bugün Türkiye de her şeye rağmen şiddet uygulamamış hatta zulme uğrayanlara yardım etmiştir.
İsrail bölgedeki zulmü ve özellikle Filistin işgalini ne yazık ki Avrupa’nın meşru görmesiyle Orta Doğu’yu kana bulamıştır. Filistinliler evlerinden, topraklarından ve canlarından olmuştur. Filistin dünyadan asla çok güçlü bir destek görmemiştir. Sadece Türkiye bu konuda klişenin üstünde tepkiler vermiştir.
Özellikle ‘One Minute’ çıkışı ve Mavi Marmara olayı İsrail’le Türkiye’nin ilişkilerini koparmıştı. Fakat ilişkilerin kopması her ne kadar toplum olarak isteğimiz olduysa da ne yazık ki İsrail lobisi bizim Orta Doğu politikalarımıza engel olduğundan bazen İsrail ile masaya oturmak zorunda kaldık.
Uzun süre İsrail ile temas kurmayan ülkemiz bugün dünyanın yaşamış olduğu küresel sorunlar yüzünden bölgedeki sorunların ayyuka çıkmaması adına devletler düzeyinde bir araya geldi. Bu buluşma kişisel değildi, bir devlet duruşuydu. Nasıl ki Macron ve Putin kısa süre önce buluştuysa bu buluşma da benzer bir türdendi.
Vaka analizini uluslararası boyuttan olmasa da iç siyaset ve toplum adına okumaya çalışırsak eminim birçok farklı düşünce ortaya çıkacaktır.
Örneğin, dün İsrail ile devlet ilişkisi Filistin üzerinden durdurulmamalıydı diyenlerin bir kısmı bugün neden görüşüldü diye tepki verirken; dün de düşmanımızdı bugün de düşmanımızdı diyerek Cumhurbaşkanının görüşmesini uygun görmeyenler veya dün de bugün de İsrail ile bir sorunumuz olmamalıydı diyenler gibi birçok farklı düşünce söz konusudur. Muhtemelen Cumhurbaşkanının siyasetini seven ve destekleyenler, evet İsrail bizim dostumuz değil hatta düşmanımız ama devlet yönetimi hissî olmaz bu görüşme olmalıydı diyordur. Bugün neden olduğu ise de devlet öyle uygun görmüştür olacaktır. Siyasi veya parti ekseninden çok daha üstten bakmayı şiar edinmeye çalışan biri olarak ben de benzer şeyleri düşünüyorum.
Ve bu görüşme, Ukrayna Rusya savaşı açısından da önemli bir görüşme.
Ukrayna’daki Yahudiler, Avrupa üzerinden İsrail’in işgal ettiği Filistin topraklarına transfer edilirse şaşırmamak gerekir. Onların transferi mevcut işgali daha da genişletmek için gerekçe olacaktır. AB ve NATO buna çanak tutacaktır. Bence bu görüşmeyle Türkiye kalktığı masaya tekrar oturdu ve bende varım dedi.
Esasen gelmek istediğim nokta ise görüşmedeki fotoğrafların dili…
Fotoğraflar nasıl okunmalı?
İsrail Cumhurbaşkanı, sıcak ve ilgili görünmeye çalıştı. Sanki böyle bir süreç yaşanmamış gibi.
Konuşurken ve tokalaşırken genel olarak yüzünü Erdoğan’a dönmeye göz göze gelmeye çalıştı. İki elini Cumhurbaşkanının elinin üstüne koyması bir üstünlük olarak okunmamalıdır. Aksine burada güven tazelemek, ilişkiyi kuvvetlendirmek isteği ön plandadır. Dostluk görüntüsü vermeye çalıştı. Yüzündeki tebessüm incelendiğinde altın oran hesabı yapılırsa doğal, içten bir gülümsemeden ziyade, stresli olduğunu gösteren bir vücut diline sahipti. Cumhurbaşkanı ise tokalaşma mesafesini genelde uzak tuttu. Yüz yüze gelmemeye çalıştı. Gergindi ve yüzü asıktı. Otururken de İsrail Cumhurbaşkanı genelde aynı görüntüyü verdi, Cumhurbaşkanımız ise aksine donuktu. Rahat olmaya çalışsa da rahat olmadığını açıkça görüyoruz çünkü Erdoğan belirgin bir şekilde gergin ve mutsuzdu. Haliyle bunu aşmak İsrail Cumhurbaşkanı için kolay olmadı.
Ayrıca İsrail Cumhurbaşkanının konuşmasının başında Türkçe konuşması ifade etmeye çalıştığımız konuyla örtüşmektedir. Sonuç olarak görüşme, İsrail Cumhurbaşkanı ile Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanın görüşmesi oldu. Recep Tayyip Erdoğan – Yitzak Hertzog görüşmesi olmadı.
Beden dili okuması Erdoğan’ın dünü, İsrail Cumhurbaşkanı için ise yarını yüzünde taşıdı. Bu görüşme sonucunda İsrail’in Filistin zulmü Türkiye tarafından unutulmuş olmadı. Türkiye hala Filistin davasının en büyük garantisidir. Hiçbir fotoğraf bunu değiştiremez. Reel politik açıdan ise şunu diyebiliriz: Adıyla münhasır, Yunancada politika çok yüz anlamına gelmektedir.
Doğal olarak insan çok yüzlü olmasa da yol ve yöntem konusunda farklılıklar geliştirebilir. Devlet ise bekası için ilkesinden, şahsiyetinden vazgeçmeyerek çeşitli stratejiler geliştirebilmektedir.