2009-2010 yıllarında yoğunlaşan çayda kanun yapma hazırlıkları basından öğrendiğim kadarı ile yeniden gündemde…
O zamanlar uzun uzun gerekçeleri ile birlikte o kanun taslağına itirazlarımı yazmıştım.
O zaman yazdıklarımdan iki kısa notu sayın okuyucularımın ve ilgilenenlerin dikkatine sunuyorum.
Kısaca belirteyim…
O zaman düzenlenen kanun taslağında itiraz ettiğim noktaları yeniden vereyim…
1 Kanun denetim dışında olan alan için yapılır.
2-Kamu zaten işin içindedir, olacak. Bir yanlışı varsa siyasi otorite denetlesin, gereğini yapsın.
3-Özel sektör üretici ilişkisi ticari kurallar içinde değerlendirilir. Özelleşme olursa üreticiyi koruyamazsınız.
4-Gereğinden çok fazla madde var. Oturmuş dengeleri bozar. Bir insana tedavi için vereceğiniz ilacın dozu fazla ise insan ölür
5-Bu işin dört ayağı var diyor dostum. 1 kamu, 2 üretici, 3 imalatçı 4 tüketici…
6- Bazı bölümlerde çok ağır cezalar var. Bu güveni sarsar, ıslah edici rolü ortadan kaldırır. O nedenle etkili olamaz. Böyle kanun olmaz. Yüzde 25 diye kanun racom kesemez…
7- Kurul mu düzenliyor, kurum mu düzenliyor bu kanun belli değil.
8-Haftada bir değil her gün toplanmalı.
9- Kurulda üyelerinin ve çalışanların kurumlarından hemen ilişiği kesilmeli. Tarafsızlıkla bağdaşmaz.
10-Bu ücretler çok anormal.
11-Başkan vekili başkanın bütün yetkilerini kullanır” diyor dostum ve ekliyor “bu kanun tasarısı ilgili bakanlıklardan geri döner, görüş sorulacak bütün kurumlardan geri döner. Kanunla uzaktan yakından alakası yok” diyor..
Bu kanun tasarısına önemli katkıları olacağına inandığım bu maddelerin dikkate alınması gerekiyor. Benim anladığım bu.
Sevgi ve saygılarımla…
Eklenme Tarihi :04.01.2010
O zamanlarda devam eden tartışmaya aşağıdaki itirazları yapmıştım…Yetkili ve bilgili kişileri bulmuş sorular sormuş, ne düşündüklerini okuyucularımla paylaşmıştım.
İşte o sohbetlerin birinden pasajlar…
………………………………..
“Satıcılar fiyatı belirleyecek” dolayısıyla fabrika sahipleri zarar etmeyecek sözüne kargalar bile güler.
Dünyanın hiçbir yerinde hiçbir malın fiyatı bu şekilde belirlenmez.
Dünyanın hiçbir yerinde hiçbir şekilde hiçbir malda satıcı fiyatı belirlemez.
Piyasa kurallarına aykırıdır ve bu söz asla bizi aldatmasın.
Bu sözü ve müjdeyi verenler ya dünyadan haberleri yok yada söylemek istemiyorum ama milleti kandırıyorlar.
Bir malın fiyatını satıcılar ve alıcılar birlikte oluşturur.
Talep fazlaysa fiyat yükselir, talep azsa fiyat düşer.
Yaş çay da alıcı ve satıcıların anlaşması şartı yanlıştır.
Değiştirilemez bir ürün vardır ve her sene vermektedir.
Domates değildir.
Üretici elde ettiği mahsulü satmak için mahkum edilmemelidir.,
Gördüğünüz gibi dost sohbetinden ne güzel ve anlaşılır maddeler çıktı.
Ama hala daha haber bekliyorum. Bakalım ne zaman “evet buyrun sizi dinliyoruz” diyecekler..
Ekleme tarihi 21.1.2010
……………………..
Gelişen olaylara son noktayı Şimdi Milletvekili olan Sayın Hasan KARAL koymuştu.
Hasan KARAL “Çaydaki tuzak borsa tuzağıdır.” Demişti.
Bu sözün altına imzamı atarım…
Şimdi soruyorum.
Hazırlanan kanun taslağının itiraz ettiğim bu yönlerini düzeltiniz mi?
Düzeltmediyseniz itirazım var demektir.
Çünkü bu hazırlıklar şekerde yapılan hazırlıkların aynısı.
Uyumuyoruz.
Şeker kanunu ile düzenlenen o piyasada üretici ne durumdadır bi zahmet halkımıza anlatında gerçeği herkes görsün…
Yoksa ben anlatırsam bir milim eksik anlatmam, bilesiniz?
Sevgi ve saygılarımla…