1980 yılı öncesinde solcu, sağcı, islamcı denilen kesimlerden yüzlerce insan birbirini öldürdü,öldürüldü..
Bu olayların bazılarında öldürenlerin kim oldukları belirsizdi,faili meçhuldu.
Sonradan ortaya çıkan net görüntüye göre her şey ihtilal yapmak üzere ayarlanmış bir ABD senaryosuydu. Ülke önce istikrarsızlaştırılıp şiddet sarmalına sokuluyor, sonrasında da kurtarıcılar devreye giriyor, kurtarıcılar ülkeyi sükunete kavuşturduklarında büyük abi, arkaplandaki el, asıl amacını gerçekleştiriyordu.
Bütün bu olup bitenlere baktığımızda 80 öncesi tezgah devlet üzerinden, devlet eliyle kurulmuştu.
Devletin derinlerine hakim olan güç, işleri organize ederek ideolojik ayrışmalar üzerinden ülkemizin insanlarının birbirini katline zemin hazırlamıştı..
O günlerde solcular yeni bir sistem, sosyalist sistem için mücadele ederken, sağcılar devletten yana olayların içindeydi.
Sağcılar bu kirli devletin oynadığı oyunun farkında değillerdi ve devletin kendilerine minnet duyacağını sanarak solcularla, hatta yer yer de islamcılarla çatışıyordu. Onlara göre devlet sosyalizme geçit vermeyen bir yapıya sahipti ve o nedenle ona destek vermek, devletin yanında solcularla çatışmak gerekiyordu.
Oysa sahip çıktıkları devlet tezgahın ana aracısıydı. Bunun böyle olduğunu ihtilal sonrasında idareyi alan askeri dikta uygulamalarıyla gösterdi. Zulümde hiç ayrım yapmadı. Hatta zulüm dengeli olsun diye bir sağdan, bir soldan masum insanları gözünü kırpmadan idam sehpasına gönderdi. Yüzbinleri de zindanlarda çürüttü,binlerce insanı aşından, işinden etti, bir çoğunu hasta etti, delirtti…
Sağcılar devletin gerçek yüzünü gördüklerinde iş işten geçmişti.
Solcular ise bunca kolay örgütlenmenin, çoğalmanın devlet eliyle olduğunu ancak yaşanan acı tecrübelerden sonra anladılar.
Evet bütün bunları devlet dediğimiz o günün karanlık, kirli yapısı yaptı. Yüzbinlerce insana bu zulümleri yaşatan bu organizatörler ise gül gibi hayat sürdüler..
Peki o günlerde bu tezgahın içine yuvarlananlar bugün geçmişten ders alıyor mu?
Kanaatimce bir çoğunun geçmişteki bu oyunlardan ders aldığı yok.
Hala bu insanlar “oyuna geldik, bu kirli eller nedeniyle kardeşler kardeşlerini öldürdü, artık birlik olarak geçmişin yaralarını saralım “ demiyor. Asıl suçlu olarak taşeron devlete yönelmek yerine adeta o gün olup bitenlere sahip çıkarcasına ölümleri, ölüleri ayırıyor.
Her iki tarafta hala kendi cephesinde yer alan ve bir diğeri tarafından öldürülenleri şehit ilan ediyor, adeta o günkü ölümleri, öldürmeleri kutsuyor..
Oysa birbirlerine silah sıkanlar ayrı sanılsa da katil aynıydı ;O günün devleti..
O halde bütün ölümler bir kurban, devlet kurbanı görülmeli değil mi?
Bu ülke insanları perde arkasındakileri, asıl senaryoyu yazanları düşman bellemek yerine kısır döngü içerisinde geçmişin yaralarını kanatmayı sürdürürse hakikat adına değil, başkaları adına taraf olmaktan kurtulma imkanımız yok..
Oysa bu ülkenin tarafgirliğe değil, bu ülke için çaba sarfedenleri, sarfedecek olanları tercih etmeyi görev gören anlayışa ihtiyacı var.
Bir araya gelmeli, yaraları sarmalı, kan davalarını bitirmeli ve geleceği hep birlikte kurmalıyız..