SİYAH LALE
Elimde bir Roman var. Siyah Lale…
Yazarı Alexandre DUMAS
19. yüzyılda doğan yazar Alexandre DUMAS 16. ve 17. yüzyılda gecen heyecanlı öyküleri kaleme alır…
Yani yaşadığı çağdan 2 yüzyıl öncesinin romanlarını yazmakla ün yapmış ebedileşmiş.
Yazarın elimde bulunan “Siyah Lale” isimli romanında iyi ile kötü çok belirgin bir şekilde fark edilebiliyor.Ama bir başka şey gözüme çarptı. Yaptığı genellemeler günümüze bile ışık tutacak güç ve kalıcılıkta.
“Çıkarlarını bir kenara koyarak vatanı için çalışan dürüst insanların tek kazancı dert ve yaralardır” diyor.
Eskimeyen bir güzel söz işte.
Örnekleri etrafımızda olduğu gibi gelecek zamanlarda da olacak.
Çok duygusal, etkileyici bir roman. İnsanın ideallerinden imkanlar elvermese bile vazgeçmemesi gerektiğini anlatırken yine kalıcı veciz sözler üretiyor.
“Asıl amaçlar uğruna nadir zamanlarda doğru kahramanlar çıkar. İşte şans eseri oluşan koşullar altında tarih, kendine birini seçer ve onu gelecek kuşakların kahramanı yapar” diye yazmış Alexandre DUMAS
“Nadir zamanlarda doğru kahramanlar.”
Çok etkileyci buldum bu cümleyi.
Yaşadığımız hayatın biliyoruz ki nadir zamanları vardır. Ve hep olacaktır. Ama o nadir zamanların seçtiği kişiler kahraman olacaktır. Bunları da yaşadığımız hayattan örneklemek suretiyle bulabiliriz.
Yazarın dediği o “şans eseri oluşan koşullar”ı fark etmek ve o koşulların yaratacağı kahramanları zamanında görmek ne büyük talihtir.
Benim o zamanların “şans eseri oluşan koşullar” olduğuna inanmam biraz zor dur. Tesadüf gibi bir şey olmasından korkarım. O yüzden burasına inanmıyorum ama “nadir zamanların nadir kahramanları” hep vardır ve olacaktır…
Dilerim ki bizim nadir zamanlarımızın nadir kahramanları “Çıkarlarını bir kenara koyarak vatanı için çalışan dürüst insanların tek kazancı dert ve yaralardır” sözüne uygun insanlar olsun…
Yazar Alexandre DUMAS Siyah Lale romanında çarpıcı bir uyarı yapıyor bu durumu sezmemizi işaret ediyor bize…
“İnsanlar genelde, önsezilerini ve çevrelerindeki uyarı işaretlerini göz ardı ederler. Oysa, kader insanları uyarmak için çeşitli işaretler gönderir, kişinin bu işaretleri anlayıp önlem alması gerekir” diye yazmış…
Bunu acaba bizim için mi demiş, yoksa “nadir zamanların nadir kahramanları” için mi demiş?…
Orası muammadır. O sorunun cevabı romanın su gibi okunan akıcı üslubunun işlendiği paragraflardadır.
Aşk, entrika, kumar ve idealler… Güzel bir kurgusu var.
Lale devrini yaşadık. Bizimkiler böylesine nadide bir “Siyah Lale” üretebildiler mi bilemiyorum, ama o zamanlarda böyle güzel roman yazmadıklarından eminim…
Sevgi ve saygılarımla….
Metin TOPÇU