Günlerdir Rize kamuoyu bir büyük devasa meselemizi konuşuyor…
Siyaset derin bir sessizlik içinde yaşananları izliyor…
Keza STK’larımız gerektiği gibi tepki vermiyor…
İlgisizlikten yakınan, derdini anlatamadığını beyan eden Şaban bey hocamız Reisi Cumhurumuza, Başbakanımıza,
Sağlık Bakanımıza kabül ettirdiğini iddia ettiği projesini Rizey’ e anlatamadığından yakınmış…
Çürük tahta çivi tutmaz…
Çürük tahta kim?
Öncelikle1-Yer konusu, 2-Binanın mimarisi , 3-Kamuoyuna sunulmasında kullanılan kişi veya kişiler, 4- Porjenin hayata geçmesi için izlenilen yol…
1- Yer konusu:
Bu kadar çok ayrıntı, detay ve zaman alan proje son açıklama deli saçmasına dönüşmüş…
Ve saygı değer hocamız yeni bir kat ile etmiş, yetmemiş, yer konusunda denize doğru yelken açmış… Ki, maket gerçek ölçekli değil…
Düşündüğü Sağlık Kompleksinin bir bölünmünü denizdeki dolgu alanına taşımıyı önermiş, aynı açıklamada orada arıtma tesisi olduğu,
o nedenle de yapılamayacağını belirtimiş…
Çürük tahta işte bu…
Mevcut Tıp Fakültemiz ve düşününlen kompleksin hemen yanıbaşında değil mi şehrin arıtma tesisi?
Şimdi oradan burnumuza kötü konular gelmiyorsa gözlerimiz de mi görmüyor?
Hocam göz doktorusunuz, affınıza sığınarak diyorum, lütfen tedavi olun…
Birde yapmak istediğiniz yeri bir daha değerlendirin. Son aldığım bilgi 27000 metre kare bir yer…
Hocamız bu arsanın asla yetmediğini gördü ve bazı önemli bölümleri denize taşımaya karar verdi…
Çok ama çok büyük ve güzel bir gelişme…
İki öneriden biri doğrudur. Ben 200-300 bin metre kare diyorum, Hocamız 27000, yani benim önerimin 1/10 biri. Bu kadar büyük uçurum olmaz.
Bir yerde büyük yanlış var. Ya ben atıyorum kafadan, ya hocamız çok katlı hayallerle boğuşuyor.
2- Binanın mimarisi:
Eski SSCB’nin lojmanlarına, hapishanelerine tıpa tıp benzeyen Lenin, Stalin veya Berejnev modeli mi anlayamadım.
Gobaçov olsa razıydım.Çünkü günümüze hitap ederdi… Politik şuur altı hezeyanı zannedersem…
Bu kadar kötü, bu kadar zamandan uzak, bu kadar eski bir mimarı tarz kullanılmamalıydı ama zannedersem yer darlığından modern estetik
görünüm düşünülememiş… Bizim F Tipi hapishanelerimizin E tipi sanki… Ama süslemek için “araziye uygun Rize Mimarisi” demiş değerli hocamız…
3- Kamuoyuna sunulmasında kullanılan kişi veya kişiler:
Aklına konu gelmediği zaman başkalarının yazılarını çalanlarla bu iş olmaz…
Bunlar öyle çürük tahta ki, çaktığınız çiviyi bulmazsınız hocam.. Başka bir şey şimdilik demeyeceğim…
4-Porjenin hayata geçmesi için izlenilen yol:
Bir kere amir memur zorunlu ilişkileri nedeniye önce Rektör ikna edilmeliydi…. Sonra Valimizi, STK’larımızı en son da mutlaka siyasilerimizi…
Bütün bunları aşamadığınız zaman ilmi kariyerinizi ortaya koymak süretiyle ve bulunduğunuz şehri daha yukarıya taşıma amacı ile halkı bilgilendirme yönünde aralıksız bilgilendirme amaçlı
yazılar yazmanız gerekirdi… Bunu yapmanıza kimse engel olmaz…
Adademik personelin engellediniğini düşündüğüm için Sayın Rektör Nazım Beye, SayınArif Beye, en son da Sayın Hüseyin beye “lütfen akademik personeliniz,
yöneticileriniz, bu şehrin sanatına,kültürüne, edebiyatına, mimarisine, sanayisine katı vermek için yazmasına müsaa edin” diye ricada bulunmuşum..
Halkın isteklerine kimse kulaklarını kapayamaz…
Sonuçta halkın dediği olur…
Sonuç olarak ve herkesin affina sığınarak bir cümle yazayım.
Eleştirilerim asla birilerine engel olmak için değildir,asla hakaret amacı gütmez…
Heyecanım, bir an önce önemli meselelerimiz en doğru şekilde halledilsin, diyedir.
Aşağıda köşe yazılarımdan kısa alıntılar yaptım.
Lütfen okuyun…
Görüşlerimin değişmediğini ve eskiye dayandığını görün lütfen…
Hiç bir çıkar gözetmeden bu şehir için gece gündüz düşündüğümüzü, doğru zannetiğimiz görüşlerimizi çekinmeden her patformda dile getirdiğimizi görün…
Ovit ve hava limanı gibi iki devasa yatırımı halkımızla , yönetenlerimizle bir ve beraber olarak başardık.
Bir olduk, beraber olduk başardık…
Bu önemli meselede de aynı yolu izleyelim, yanlışa ısrar etmeyelim.
Doğru yerde en doğru projeyi sayın Cumhurbaşkanımıza sunalım, göreceksiniz en kısa zamanda bu derdimiz de deva bulacaktır.
Çünkü O, Rize için tarihinin en güzel cümlesini kurmuştur:
” Rizeli, Rize sırt dönülecek bir yer değidir.”demiştir…
Sevgi ve saygılarımla….
12.2.2015 tarihli köşe yazımdan:
…………Günde 3000 muayene ediliyor demişim bir sene önce, 5000 bin olmuş…
İddia ediyorum önümüzdeki sene çok daha fazla ilgi olacak Tıp Fakültemize…
Peki nedir çaresi?
Burada görülen sıkıntılar bölge hastanesi ile aşılırsa Rize ne kazanır?
Çare Bölge hastanesi değil bir kere.
Çok önemli bir yatırımdır ama benim planımda TIP FAKÜLTESİ HASTANESİ’nin geliştirilmesi vardır.
Mevcut hastane üniversiteye devredilir, veya bölge hastanesi olur… Yeni bir yerde 1000 yataklı muhteşem bir Araştırma Hastanesi yapılır. Hatta gelecek 30-40 sene düşünülürse 2000 yataklı bir hastane yapmak lazım. Çünkü Rize’nin hiç kimsenin hesap edemeyeceği bir büyük potansiyeli var…
Nedir o?
Bir kere, dışarıda yaşayan Rizelilerin Rize’ye ilgileri devam etmekte, hatta yaşlanan birinci kuşak Rize’ye yerleşmeye başlamıştır. Köylerimiz dönüş yapan Rizelilerle doludur. En azından yaz sezonunu mutlaka Rize’de geçirmeye kararlıdırlar.
Hava limanımız yapılırsa belki bu rakamlar da çok kısa sürede demode olacak, yeterli gelmeyecektir.
Çünkü Rize termal kaynakları ile bütün Türkiye’ye, bölge ülkelerine hizmet vermek zorunda kalacaktır.
Bu durumda yapılacak en uygun planlama 2.000.000 hasta ve 2000 yataktır…………
9 ocak 2016 Tarihli köşe yazımdan:
………….Birincisi meselemiz Araştırma Hastanesi.
Bütün ısrarlara rağmen 320 bin kişiye hizmet verecek şekilde 250 yatak kapasitesi ile faaliyete alındı.
Bugün o hastanenin koridorlarına dolayan, doktorlarında sıra bekleyen, acilen tedavi olmak için yatak bekleyenler durumu biliyor ama devlet görmüyor…
Günde tahminen 1500 hasta muayene edilecek diye planlanan bu hastanede 3000 sınırı çoktan aşıldı…
250 yatak yap bozlarla 500 çıkarıldı, ama ne mümkün yatak bulmak.
Doktorlar kör ebe oynuyor, çırpınıyorlar…
Neden?
Hitap ettiği nüfus 320 değil, iddia ediyorum 1 milyondur…İlkokul çocuğuna bir harita verin bu tespiti yapar.
Bugün görünen ihtiyaç 1000 yataktır. Hiç şakası yok 1000 yatak…
27 Ocak 2016 Tarihli köşe yazımdan:
……….Üniversite araştırma hastanesinin behamahal 2000 yataklı olması gerektiğini düşünenlerdenim.
Benim önceliğim, Üniversite araştırma hastanesi kapasitesinin ve kalitesinin yükseltilmesidir.
Bölge hastanesi o anlamada aciliyeti olmayan bir konudur…
Üniversite Araştırma hastanesi Rize’ye sağlık turizmi alanında önemli katkılar verebilir.
Rize’nin birinci önceliği bu olmalıdır………