Referandum İstemezuuukkk!.

taban

Referandum İstemezuuukkk!..

Kaç gündür ülkenin itibarına geleceğine tesir edecek gösterilerin sebeplerini bulmaya çalışırken Taksim Gezi Parkı Dayanışma Platformu temsilcileri 6 başlık altında topladıkları talepleri Başbakan Vekili Bülent Arınç’a iletti.

Dikkatle okudum.

Bana hitap eden hiçbir madde yok.

Sadece bir madde ruhuma gönlüme hitap etse gam yemeyeceğim ama maalesef yok.

Bana hitap edecek bir madde olmadığı gibi Demokrasilerde halka gidilmesi en son çare iken Dayanışma platformu çok ilginç bir şekilde referandum istemezuuuk dedi…

Referandum istememeleri bir tarafa gerekçeleri daha da ilginç:

“Bilimsel gerçekler referandum ile değiştirilemez”diyor…

Bilime de şüpheyle bakmaya başlayacağım artık.

Hangi bilimsel gerçekten bahsediyor bu insanlar?…

Hükümet makul istekleri dikkate alacağını söylüyor ama onlar bildiklerini okuyacaklarını belli eden açıklama yapmaya özenle devam ediyorlar.

Belli ki uzun soluklu bir mücadele ile tam olarak anlaşılamayan bu kargaşaya devam edecekler.

Laik olmayanlara verilen makamlardan, o makamları işgal edenlerin çalışanlara,halka ettiği zulümleri konu etseler, katsalar istekleri arasına “bu noktada haklılar” diyeceğim ama yok.Öyle bir dertleri yok.

Toplumun çok büyük bir bölümün istekleri ile örtüşmeyen bu türden isteklerin yerine getirilmesi acaba doğru mudur?

Halkın dilek ve istekleri ile alakası olmayan bu tavırlar Osmanlı zamanında bir olayı hatırlattı bana.

Umarım bu benzetmemde haklı çıkmam…

Tarihimizde çok önemli bir yere sahip Patrona Halil İsyanını kısaca hatırlatayım:

İsyan hareketi, devlet adamlarının sayfiyelerde bulunduğu ve İstanbul’un nispeten sakin olduğu eylül sonlarında gerçekleşir. Bu sırada padişah ve önemli devlet erkânı İran üzerine yapılacak sefer-i hümâyûn için Üsküdar’a dikilen sancak-ı şerifin yanında, ordugâhta bulunmaktadır. İstanbul kaymakamı gereken tedbirleri ânında ve cesaretle alamadığı için isyan gittikçe büyür. Hapishanelerdeki mahkûmlar salıverilir. İsyanı duyan padişah Topkapı Sarayı’na gelir. Asilere karşı sancak-ı şerifin çıkarılması da bir netice vermez. Bu esnada asilerden, otuz yedi kişinin kendilerine verilmesi talebi gelir. Her ne kadar başlarda isyan padişaha değil de sadrazama karşıymış gibi gösterildiyse de, aslında durum öyle değildir. Damat İbrahim Paşa ve damatları Kaptan-ı Derya Mustafa Paşa ile Sadaret Kethüdası (içişleri bakanı) Mehmed Paşa’nın idam edilerek asilere teslimi de isyanı sona erdirmez ve Sultan 3. Ahmed, 34 yaşındaki yeğeni Mahmud lehine saltanattan feragat eder. İsyanın elebaşıları önemli görevlere getirilir, Lâle Devri’nde inşa edilen yüzlerce saray ve konak yıkılır, önemli devlet adamlarının ikametgâhları yağmalanır. Patrona Halil, Yanaki adındaki bir Rum kasabı, Boğdan (Moldovya) Prensi yaparak Romanya’ya gönderir, kendisi de Divan-ı Hümayun toplantılarına zorla katılarak o güne kadar görülmemiş serkeşlikler sergiler. Yeni padişah onları tepelemeye muvaffak olana kadar, asiler kırk altı gün boyunca devlet çarkını istedikleri gibi çalıştırır…

Tarih zaman zaman önemli dersler çıkarılacak bir hazinedir…

Sevgi ve saygılarımla….

 

HABER BİLGİLERİ
Bu haber 05 Haziran 2013, 19:40 tarihinde Köşe Yazarları, Yazar 1 kategorisinde yayınlandı.
OKUNMA
Bu Haber 500 Kez Okunmuş..
PAYLAŞ
facebook Twitter Frienfeed Twitter Google
ETİKETLER
YORUM YAZIN
Benzer Haberler
MbTasarıM
MUHLAMA KARADENİZ MUTFAĞI
Yazarlarımız
KARADENİZ VİRA FACEBOOK
Resim Galerisi
PUAN DURUMU