80 li yıllardı. Hatırladığım kadarıyla, Playboy Dergisi yurtdışı menşeli bir dergi olduğu içinTürkiye’de satılmazdı. Sanırım okurların aynı kategorideki bir dergiye olan talebini karşılamak üzere, o yıllarda Erkekçe adlı bir dergi piyasaya çıkmıştı. Cinselliğin özellikle kadın vücuduyla ön plana çıkarıldığı bu dergiler, çok alenî olmasa da hafif bir gizlilik içinde elden ele dolaşır, içindeki resimler ve yazılar hayli ilgi görürdü.
Yine aynı yıllarda, adını şu anda çıkaramayacağım bazı erkek dergileri vardı ki, ya sansür yasaları gereği, ya da mahremiyete işaret etsin diye şeffaf poşet içinde satılırdı. Zaman zaman o dergiler elimize geçince, “içinde ne var ne yok?” diye merakla incelerdik ve genellikle, sıradan magazin haberleriyle, yarı çıplak-göğüslerinin ucu siyah bir yıldız, yada bantla kapatılmış kadın resimleriyle karşılaşırdık.
Dahası, gazetelerin en arka sayfasına, şu aşağıda verdiğim linkteki Playboy kızlarıyla benzeşen kızlardan birinin yarı çıplak resmi basılır, haber olarakta “ciklet çiğnerken dişini yuttu” ya da “öksüz köpek yavrularını evlat edindi” nevînden uydurma haberler eklenirdi. Bu tür haberlerin, gazeteler için tiraj davası olduğunu algılıyorduk elbette, ama dalga geçerek de olsa ilgilenmekten geri kalmıyorduk.
İşte böyle bir devirde bir gün, yurtdışıyla bağlantısı olan bir arkadaş, servise bir tomar Playboy Dergisi getirmişti. Serviste bulunan kadın-erkek hepimiz, o efsane dergileri nefes almadan, merakla, üstelik mesai saatlerinde (!) sümen altlarına gizleyerek hatim etmiştik.
Erkeklerin o resimlere bakarken neler hissettiklerini tahmin etmek zor değildi elbette!..
Ya bendeniz ne yaptım dersiniz?
Ben de herkes gibi o dergilere olan merakımı yenememiştim elbette, ama bir günah işliyormuşum duygusuyla, müthiş bir suçlulukla, çok utanarak, hem de kızların verdikleri o cüretkâr pozlara çok şaşırarak, (muhtemel ki ağzım açık 🙂 incelemiştim.
Ancaaak…İnce bir nokta vardı benim için; Dergideki kızların resimlerine bakarken kendimi öyle ezik, öyle ezik hissetmiştim ki sormayın! Çünkü dergilerdeki tüm kızlar muhteşemdiler, seksiydiler, çekiciydiler. E haliyle ben de çok kıskanmıştım onları, hem de çok..:))
Defalarca, hasetle, her birinde kusur aramaya çalışmıştım da lânet olsun, bir türlü bulamamıştım.
Olmaz ki kardeşim, bu kadar da kusursuz olunmazdı ki. Hepsi bir içim suydu. Hepsi Afrodit’i bile kıskandıracak mükemmellikteydi. Muhtemel ki “Ve Tanrı kadını yarattı” sözü Brigitte Bardot için değil, bu kadınlar için söylenmişti.
Hepsi mi yukarıdakinin boş gününe denk gelmişti? Hepsi mi özene bezene yaratılmışlardı?
Peki, benim/bizim günahım/ız neydi? Ben/biz niye onlara benzemiyordum/k?
Belli ki ben/biz gariban/lar, çok yoğun bir çalışma zamanında, iki arada bir derede, şu işi de aradan çıkarıverelim de olsun bitsin tavrıyla yaratılmıştım/k…🙂
Neyse, asıl meseleye geleyim; dün gece İnternette gezinirken, bir resim galerisi ve başlığı dikkatimi çekti; “Bir zamanlar Playboy Güzeliydiler”
Haydaaa! Gelde bakma şimdi! Tabi linki hemen tıkladım…
Baktım, baktım, bir daha, bir daha baktım…Ben de bir rahatlama, bir gevşeme, ağzımda yandan çarklı küstah ve muzaffer bir gülümseme…
Niye mi?
-Siz de baktınız mı linkteki resimlere?
-Efendim???
-Eveeet, haklısınız, mihrabı halâ yerinde olanlar var, kabul ediyorum ama genel olarak o fıstıklardan eser kalmamış gerçek bu işte!
Neyse...
Hah hah hayyyyyy! Hiç güleceğim yoktu be! Çok mutluyum, çoook! Canıma değsin!
Kız ne hale gelmişsiNiz öyle? Hani nerede o seksi duruşlar, o seksi gülüşler?
O bakışlar ne kız, pörtlek pörtlek? Ya o kırış kırış olmuş suratınıza ne diyeceğiz?
Haydi bakalım, sıkıysa şimdi alın erkeklerin aklını başından!
Haaa, o bomba gibi göğüsleriniz de meğer hep silikonmuş ya, yeni öğrendim! (Sizin yüzünüzden boş yere yıllarca omuzumuz çökük, ezik ezik dolaşmışız yahu!)
???
Anlamadım? Beni mi merak ettiniz?
Hımmm…Vallahi değişen bir şey yok!…
Eskiden de sıradan-ortalama bir hatundum, şimdi de öyleyim.
Eskiden de kimsenin nefesini kesmiyordum, şimdi de öyle.
Üstelik şu anda, ne yüzümdeki çizgiler, ne selüliitlerim, ne sarkmış oram buram kimsenin dikkatini çekmediği gibi, uzun yıllardır beni görmeyen arkadaşlar;“Ah şu Fatma ne güzel kadındı, şimdi ne hale gelmiş! “ demiyor, bilakis;“Ay Fatmaaa, helal olsun kız hiç değişmemişsin!” diyorlar…
Yaaaaa! OhhhhHHH! Sefam olsun, sefaaaM!..
Ne demişler? “Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste!”
Çıkıyormuş, çıkıyormuuuş..:)
!
Çok teşekkür ederim Allahım, çok teşekkür ederim! Beni özenerek yaratmadığın için, beni yaratırken çok zaman harcamadığın için ve beni vasat bir hatun olarak yaşlandırdığın, için!..:))