Özgür medya diye başlayan sözcükleri sıkça duymaya başladık.
Çuvaldız batmaya başlayınca her yanımız özgürlük kesildi.
En başında da özgür medya söylemi geliyor.
Cemaatin medya şirketlerine pres başlayınca özgürlük abidesi kesildi insanlar.
Biliyoruz ki Türkiye Cumhuriyeti devleti alınan bir büyük ve radikal kararla cemaate el attı.
Bir şekilde örgüte dönüşen cemaati hizaya getirecek devlet.
Burada neler oluyor, neden bu karar alındı, derinlemesine ve bütün yönleri ile bilemiyoruz.
Gördüğümüz şey devletin en önemli birimlerine operasyon yapabilen bir zümreye devletin açtığı savaş.
Benim anlamadığım MİT tırları meselesidir.
Haklı veya haksız, gerekli veya değil. Devlet bir yere MİT aracılığı ile bir sevkiyat yapıyor. Devletin diğer birimlerinin haberi yok diyelim. Fark edildiğinde bunların kamuoyuna duyurulması bir güvenlik zaafı doğurmaz mı?
Bu nasıl iştir?
Kim düğmeye bastı?
Suriye’de uluslararası aktörler ve onların istihbarat örgütleri operasyon yaparken ve kan gövdeyi götürürken 900 kilometre sınırı olan Türkiye Cumhuriyeti oturup bekleyecek miydi?
Ki, orada yaşanacak oldu bittiler Türkiye Cumhuriyetinin geleceğini, bekasını ilgilendiren en hayatı meselelerdir.
Eli kolu bağlı durmazdı ülkemiz.
Devletin bütün birimleri Suriye’nin içinden çıkılmaz bir hal alan durumuna vaziyet almak zorunda idi.
Orada soydaşlarımız var.
Statükosu tartışılır hale gelen parçalanması an meselesi olan Suriye meselesinde Türkiye Cumhuriyeti bir kenarda durmazdı.
Elbette devletimizin istihbarat örgütü de kendince girişimlerde bulunacaktı.
Bunları ifşa etmek resmen casusluktu bana göre.
Bu ihanete imza atanlar mutlaka cezalandırılmalıdır.
Devlete ayara vermek özgür medya ile açıklanamaz.
Siyasete ayar vermek cemaatin işi olmamalı.
O noktada girişilen güç mücadelesini kesinlikle devletin kazanması lazım.
Bunun başka yolu yoktur.
Ölçü ve ayarın resmen kaçtığını operasyon yapılan kuruluşların sayısı ve etki alanlarından anlıyoruz.
Devasa kuruluşlar.
Bu ne biçim bir örgütlenmedir?
Açıkça bir büyük tehlike ile karşıyız.
Bu dinle imanla açıklanmayacak bir durumdur.
Çünkü devleti ele geçirmede her yolu mubah saydığını gözlemleyebiliyorum.
Özgür medya diye çırpınan cemaat medyası elemanları her kılığa girmişler.
Hedeflerini titizlikle seçmişler ve bir milim geri adım atmıyorlar.
Bu ne büyük bir güçtür?
Bu ne büyük bir örgüttür ki devleti resmen tehdit edebiliyor.
Koza İpek Grubu’na bağlı Kanaltürk televizyonunda canlı yayına katılan Zaman gazetesi yazarı Ekrem Dumanlı, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti’yi kastederek “Bir şekilde gidecek. Seçim önemli değil’ diyerek açıkça tehdit edebiliyor.
Ekrem Dumanlı, “Ya adam gibi gider. Ya da gitmek zorunda kalır.. Böyle olur mu? Gider abicim gider”. diyor.
Bu güç nereden ve nasıl yönetiliyor?
Behemahal ortaya çıkarılmalı ve gereği yapılmalıdır.
Bu özgür medya flan değil düpedüz bir büyük örgüttür.
Hem de devletin elini kolunu kırmaya çalışan acımasız bir örgüt…
Sevgi ve saygılarımla…..