Kavun karpuz yata yata büyür…

fatmaaaa

Önce ayaklarının üzerinde şımarıkça tepiniyor, sonra dudaklarını büzerek sızlanıyor…

Vücudu bıngıl bıngıl titreşe dursun, o üzerindeki tuniği sıyırıyor, neredeyse 10 santim açık kalmış fermuarını ve kapanmayan fermuardan fışkıran boğum boğum etlerini hırsla bana gösteriyor.

“Hiç yemek yemiyorum arkadaş! Pilavmış,makarnaymış, börekmiş, kekmiş hiçbirini yemiyorum. Şeker kullanmıyor, tuzdan uzak duruyorum. Yine de bir haftada 3 kilo almışım yahu,sinir oldum!”

Kızacağını bildiğim halde sık sık yaptığım gibi bir kez daha damarına basıyorum;

“E şekerim, kavun karpuz yata yata büyürmüş. Sen de yata yata büyü(tü)yorsun işte!”

Kanepenin minderini kucaklayıp yüzüme siper alıyor, darılmaması için şirinlikler yapıyorum…

Aslına bakarsanız, söylediğimde bir parça doğruluk payı var;

Çok yorulduğu, biraz da bıktığı gerekçesiyle, 20 yılı dolar dolmaz, bir gün bile beklemeden emekli oldu.Ev kadınlığına özendi, arkasına bakmadan öğretmenliği terk etti…

(Hiç pişman olmadı, çalışma hayatını hiç özlemedi!)

Üstelik bütün gün izlediği yetmiyormuş gibi, neredeyse sabahlara kadar televizyon izlemeye devam edip, ertesi gün haliyle öğleye kadar uyudu…Ondan sonra gelsin klasik kadın toplantılarıgelsin televizyondaki kadın proğramları, gelsin diziler…

Kızını, okumak üzere Ankara’daki bir üniversiteye gönderince çocuk derdi de kalmadı.

Hele bir de dünya tatlısı, sabırlı mı sabırlı, pamuk gibi bir kocaya sahip olunca, gübresi iyi verilmiş bereketli topraklarda büyüyen kavunlar, karpuzlar gibi gelişti, genişledi, tombullaştı…

(Biliyorum, bunları yazdım diye benim canıma okuyacak !:)

Aslına bakarsanız anlatacağım şey başkaydı, lâf lâfı açtı…

Eylül ayının başından beri, evimin salon penceresindeki korkuluklara sarılmış kavun dallarını ve pencerenin en üstünden aşağı doğru sarkan yeşil, yuvarlak, minik meyvesini izliyorum.

Hiç yatmadığı, aksine pencere demirlerine asılı olduğu halde, ısrarla büyüyüp gelişmekte olan, kavuncuk ( hırtlak), şekli biraz bozuk olsa da rengiyle, görüntüsüyle bildiğiniz bir kavuna dönüştü işte…

Meraktan ölüyorum; “Lezzeti nasıl?”

Yine de biraz daha gelişmesini bekliyorum…

(Sanırım onu son ana kadar koparmaya kıyamayacağım…Umarım kurda kuşa yem olmaz!)

Diyeceğim o ki;

Demek ki, “Kavun, karpuz gibi yata yata büyüyorsun “diye arkadaşımı kızdırırken, haksızlık ediyormuşum!

Demek ki, atalar yanılabiliyormuş!

Demek ki, kavun kısmı yatmasa da büyüyebiliyormuş!

kavun

                                                                                               

                                                                                                     ****

 

HABER BİLGİLERİ
Bu haber 07 Ağustos 2015, 22:31 tarihinde Köşe Yazarları, Yazar 4 kategorisinde yayınlandı.
OKUNMA
Bu Haber 394 Kez Okunmuş..
PAYLAŞ
facebook Twitter Frienfeed Twitter Google
YORUM YAZIN
Benzer Haberler
MbTasarıM
MUHLAMA KARADENİZ MUTFAĞI
Yazarlarımız
KARADENİZ VİRA FACEBOOK
Resim Galerisi
PUAN DURUMU