Sanat ve sanatkar olamasa dünyayı yorumlamamız bir o kadar daha zorlaşır.
Çünkü sanat hayatın bütün çıkmazlarına çare üretir.
Sanatkar ise madde üzerinde bulduğu bambaşka dünyaları bir şifreli kase içinde bize sunar.
Göremediğimiz dünyalar hakkında bize yol gösterir.
Resimde böyle bir sanattır…
Ressamlar bize görmeyi öğretirler.
Fark edemediğimiz güzellikleri fırçalarının darbeleri ile gün yüzüne çıkarırlar ve hayretle bakarız etrafımıza. Büyük bir merak uyandırırlar bize…
Birkaç ay evvel yolum Fırçaların Dansı isimli atölyesi düştü.
Rize Halk Eğitim Müdürlüğü tarafından açılan kursa 60 öğrenci hayatı fırçaları ile yorumlamaya çalışıyordu.
Fırçaların ahenkli dansıyla ortaya çıkan birbirinden özel, güzel tablolar gün gün inkişaf ediyor, insanlara maddenin, hayatın akıp giden karelerinden kesitler sunmaya hazırlanıyorlardı…
Gün geldi çattı ve 60 sanatçı adayının çalışmaları görücüye çıktı…
Rize İsmail Kahraman Kültür Merkezi büyük salonu bir gelin gibi süsleyen tablolar sergiyi gezenlerin beğenisine sunuldu…
Sergiye katılan kursiyerlerin yanında yaklaşık olarak 4 ayda öğrencileri bu seviyeye getiren resim hocası Arzu ASLAN’ın mutluluğu bir başkaydı…
Katılımın çok yoğun olmasında da ziyadesi ile mutlu oluyordu…
Sergi 5 gün boyunca Rize’de insanlara sanat adına güzellikler sundu.
Naçizane benim de o sergide 3 eserim vardı…
Bu çok değerli insanlarla birlikte böyle bir çalışmaya,etkinliğe katılmak beni de çok mutlu etmişti.
Çok şey öğrendim o atölyede, çok saygı gördüm.…
Çok şey öğrendim orada. Umarım benimde bir şekilde bir katkım olmuştur…
Şu var ki; sanat adına yapılan bu uğraşlar toplum olarak daha ileriye gitmemiz için en güzel faaliyetlerden biridir…
Hem alırsınız, hem verisiniz.
Zaten sanatçı da o değimlidir. Tıpkı bir ağaç gibi gıdasını çevresinde bulunan topraktan alır. Yanı toplumdan alır…
Fırçaların Dansı Atölyesi içimde bir güzellik olarak kalacak.
Müdavimiyim artık…
Bütün kursiyer arkadaşlarıma, sevgili hocamıza saygı ve sevgilerimi sunuyorum…