Bizde, depremin adını, şiddetini ortaya koyamadık. Gözle görülen dünyanın yaşadığı en büyük deprem felaketine inanmayanlar var.
Dünya Sağlık Örgütü “Türkiye’deki depremler Avrupa bölgesinde yüzyılın en büyük felaketidir. Depremzedelerin ihtiyaçları çok büyük ve her geçen saat artıyor. Yaklaşık 26 milyon insanın insani yardıma ihtiyacı var” dedi.
Yere göğe sığdıramadıkları, teşekkür bekledikleri Batıdan gelen açıklama vahametin adını koydu.
Kendi ülkesinin yetkililerine inanmayan, güvenmeyen bilinen çevreler barı onları dinlese!
Öte yandan Belçika başbakanı deprem nedeniyle Avrupa’ya gelebilecek yeni sığınmacıların Türkiye’de kalması için anlaşma yapılmasını önermesi insani olmaktan uzaktır. Oysa şimdi insani açıdan Türkiye’nin omuzlarındaki yükü Belçika ve Avrupa’nın paylaşma zamanı. Fakat öyle bir hareket göremiyoruz.
Deprem nedeniyle Amerika’dan, Kanada’dan, Avrupa’dan Türk Dünyasından,
dünyanın her yerinden yerli yabancı insanlar Türkiye’ye canı gönülden yardım ediyor. Fakat sonuçta kendi yaramızı kendimiz saracağız!
Tedbirler alacağız, asla taviz vermeden uygulayacağız.
Mühendislik kriterlerini uygulamıyoruz. Almanya’nın üç yıl önceki verilerine göre 3 bin müteahhidi var. Avrupa ülkelerinin toplamında ise 30 bin müteahhit bulunuyor. Türkiye’de ise 350 bin müteahhit var!
Depremlerde yaşadığımız facia boyutundaki yıkımlar buradan kaynaklanıyor!
Şüphesiz işini doğru yapan inşaatçılarımıza TOKİ çok güzel bir örnektir en başta. Afatın vurduğu illerde tek bir binası yıkılmadı.
Hırsızlık yapanlar sadece malzemeden çalmadı devleti ve insanlarımızı aldattılar!
Şimdi eleme zamanı, ağır cezalar zamanı fakat giden, yok olan insanlarımızın vebalini kime yükleyeceğiz!
Devlet de görevini yapmadı, gerekli yaptırımları zamanında uygulamadı!
30 bin yerine en fazla 3 bin müteahhide yetki verseydik bu acı tabloyu inanın yaşamayacaktık!
Deprem ülkesi Japonya’yı dikkatle araştırmalıyız.
Onların uyguladıkları inşaat standartlarını behemehâl yürürlüğe koymalıyız.
Hem de hiçbir şekilde taviz vermeden.
Yapı stokumuzu acilen incelemeli, yıkımı gereken binaları zamanında yenilemeliyiz.
Bu çok büyük bir hamle olur fakat getirisi paha biçilmez değerdedir.
Hem maddi ve manevi kayıplarımızı önlemenin başka yolu yok.
İnşaatların harekete geçirdiği sektörleri elbette düşünelim. Ekonomiye katma değer üretirken insanımızın canının gitmesine müsaade etmeyelim ki bu ağır acıları yaşamayalım.
Selam ve dua ile…