BALKON KONUŞMASINI UNUTTUK MU?
Hatırlarsınız başbakanımızın balkon konuşmasını…
Yumuşak, anlayışlı,toplumun her kesimini kucaklayan bir tavır vardı o konuşmada.
Çok doğru bir yaklaşımdı. Toplumsal güvenin oluşması başka türlü mümkün değildi zaten.
Bugün cesaretle gündeme taşınan konuları toplumsal bir temele dayandırmak ancak o sayede mümkündü.
Ulusal anlamda balkon konuşmasından bahsetmek yerine yerelde “ne kadarı hayata geçiriliyor”, ona bakmak daha yerinde olur diye düşünüyorum.
Politik davranmaktan çekinen bir insanım. Çünkü o gözlük yanlışa götürür bizi.
Politik olmak yerine gerekli olana, ilimizin vizyonuna uygun işlerle odaklanmamız hepimizin hayrınadır.
Yönetenlere doğru resim vermek gibi çok önemli bir görevimizi var.
Ne kadar bizi takip ediyorlar bilemiyorum. Tek gayemizin “daha güzel gitmek” olduğu su götürmez bir gerçektir. Bunu görmeleri lazım.
Didinip durduğumuz konular İlimizin geleceğini aydınlık yapmak içindir.
Bu çabalarımın içersinde şahsi menfaat yoktur.
Neden yoktur? Çünkü hiçbir kesimden, hiçbir şekilde, hiçbir beklentim yoktur.
O nedenle cesaretle bazı konuları dile getiriyorum.
İlk başlarda uçuk gibi görünen, bir maksada yönelik yapıldığı zannedilen girişimlerim, halk nezdinde itibar gördüğü anda yönetenler nezdinde kabul edilmesi sevindiriyor beni.
Ama bu çok değerli zamanlarımızı alıp götürüyor.
Ovit dağına tünel ve Rize Erzurum yolu zamanında fark edilebilseydi bugün çok farklı konumda olacaktık. Yıllar kaybettik.
Başbakanımız konunun önemi kavradığı gün o çilemiz sona erdi. Ama bedelini ben ödedim.
Çünkü uzun zaman anlaşılamadım. Uzun zaman sırf bu yüzden çeşitli baskılar gördüm. Yılmadım, kamuoyunu doğru bilgilendirme adına elimden ne geliyorsa yaptım. Halkımızın kesintisiz desteği, STK’larımıza yansıdı, siyaset bu olayı gördü, yukarılara taşıdı ve o rüyamız gerçekleşiyor.
2011 Ağustos da gündeme havaalanı meselesini taşıdım.
Uzun zaman kimseden ses seda çıkmadı.
Halkımızın çok büyük ilgisini çeken bu girişimimiz STK’larımızca hemen kabul gördü. Dar bir çevreden geniş halk kitlelerine taşan bu olay siyasette de konuşulmaya başlandı.
Ak Parti belirleyici çok önemli bir unsur. Hem ülkede hem de ilimizde… Gerek Ak Parti Başkanı ve gerekse yönetiminde bulunan insanlar zannediyorsam ilimizde bir havaalanı yapılması konusunda hem fikirdirler. Bu noktada hiçbir sorun görmüyorum ben.
Bu arada Kent Konseyinin olaya el atması havaalanı meselesini çok önemli bir noktaya getirdi. Birilerinin de dikkatini çekmeye başladı Kent Konseyi. Kent Konseyini çok basit bir oluşum gibi görenler gelinen noktayı fark edince çark ettiler. Bu çark etme bireyseldir. Onu hemen belirtmem lazım. Bu çok üzüntü veren bir durumdur.
Başbakanımızın balkon konuşmasını hiç duymamış gibi davranmak kimseye bir yarar sağlamaz.
Çözüm sürecine giren ülkemizin bağrına taş basarak zorunlu olarak gösterdiği müsamaha burada vilayeti için çalışanlardan esirgenmemelidir.
Devletin elini kolonu bağlayan, milyarlarca dolarını heba eden, gelişmemizin önünü tıkayan acılar ve kin ve nefretten başak hiçbir şey sağlamayan terör başbakanımızın cesareti ve dirayeti sayesinde bitmek üzere. Toplumsal barışın eli kulağında.
Bugün hayallere sığmayan işlere imza atılıyorsa bunun temelinde toplumsal barış sinyallerinin olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
O zaman neden aklımızı başımıza almıyoruz?
Neden kişisel çıkarlarımızı toplumsal menfaatlerimizin önüne alıyoruz?
Havaalanı, gelecek için bir vizyona sahip ilimiz elitlerinin, yönetenlerinin baş meselesi olmalıdır.
Neden yazdım buları?
Kent Konseyi başkanı Sayın Hakkı Zırh bey istifa edeceğini söyledi bana. Gerekçelerini dinleyemedim kendisinden.
Eğer Hakkı bey, kendi şahsi işleri nedeniyle ayrılmak istemişse sözüm yoktur. Bu istifa eğer havaalanı ile ilintili ise çok üzülürüm.
Onunla ilgilenen, onu bir yerlere taşıyanları örselemenin hiç kimseye bir yararı yoktur.
Nasıl ki Türkiye’yi yönetenlerin kendi ideolojik tutkularına, duygularına yenik düşerek
toplumun bir kesimini, kişilerini, kendilerinden uzaklaştırma lüksü yoktur, aynı şekilde ilimizi yönetenlerinde böyle bir lüksü ve hakkı yoktur.
Bugün Yunus Emre nin yaşadığı Anadolu topraklarında kurulan Türkiye Cumhuriyetinin Sayın Başbakanının, Hacı Bektaş Veli’nin “gelin canlar bir olalım, iri olalım, diri olalım” sözleriyle, insanları birliğe çağırdığına tanık oluyoruz…
“Bir kez gönül yıktın ise,
Bu kıldığın namaz değil.
Yetmiş iki millet dahi,
Elin yüzün yumaz değil” der Derviş Yunus!..
Başbakanımız ne diyor? “Zulümle abad olunmaz.”
Bu seslere lütfen kulak verelim.
Sevgi ve saygılarımla….