“Dünya’da herkesi memnun etmek mümkün değildir. Şayet böyle bir şey deniyorsa orada bir sorun var demektir.
Doktor tüm hastalarını memnun edemez. Öğretmen tüm öğrencilerini memnun edemez.
İnsan tüm akrabalarını memnun edemez. Yazar okurlarının tamamını memnun edemez…
Eleştiri bir insanın, yazılan bir eserin, sözlü yahut yazılı ortaya atılan bir konunun,
bir kitlenin doğru ve yanlış yönlerini bulduktan sonra “yapıcı olmak kaydı ve niyetiyle”
yanlışları karşı tarafa göstermek amacıyla kişinin yapmış olduğu açıklamalardır.
Bazılarının zannettiği ve her zaman yaptığı gibi eleştiri birine saldırmak, hakaret etmek,
çirkinleşmek,çirkefleşmek, açık aramak, ayakaltı kazmak, kin, haset ve nefretten ötürü
kişiyi kendi dünyasında iftiralar yumağında boğmaya çalışmak, kaldırım ağzı ile konuşup
yazmak değildir elbet…”
Bunların üzerine birde insanda kalp nurani, akıl aydın oldu mu;hayat ve yaşamı,sevgi ve nefretleri, gelgitleri, söylem ve eylemleri,yazıp,çizip, düşünmeleri, bilahare her şeyi seviyeli ve dengeli olur.
Acizane bu minvalde kalmaya çalışıyorum…
Toplumun geleceğini ilgilendiren konulara kafa yorarken önceliğim gücün karşısına adaleti çıkarmaktır.
Önce adil olmayı öneriyorum. Dinlemedikleri zaman gücü dikkate almadan zorumu halka anlatıyorum.
Ben halka inanırım. Çünkü halkın sözü Hak’tır…En sonunda tecelli edecek olan da O’dur.
Herkes, her güç, sonunda gider oraya toslar…
Rize’de yaşanması muhtemel bir mağduriyet için “400 Kişi Mağdur mu Edilecek” başlığında bu üçüncü yazım.
Yapılan eleştirilerin hepsini okuyor, değerlendiriyorum.
Kırık çıkık bir iki yorum dışında genelde sıhhatli duygu ve düşünceler hakim…
Yangın var insanların yüreğinde!
Bunu kor ateşlere döndüren zorunlu yapılması gerekenler değil, adam kayırmalar, benim olsun gerisi tufan olsun
mantığıdır!..
Siyasetçi gücü halk eliyle alır.
Halktan alınan gücün halka karşı kullanılması dengemi altüst ediyor, agresifleşiyorum!
Artık o noktadan sonra bende dur durak yoktur…
Bahsettiğim iki yazıda telaffuz ettiğim 400 rakamı bana ulaştırılan ham bilgidir.
Çıkar yetkililer der ki, “hayır 400 değil 375 tir”!
Velev ki bir kişi olsun.Haksızlığa tahammülüm yoktur…
AVM etrafında yapınan düzenlemede adam kayırma vardır, gücü kullanmak suretiyle çıkar sağlamak vardır!
Halk bu yüzden sağ duyulu isyanlardadır.
Beni daha fazla konuşmaya zorlamayın, yapın gereğini. Hem de kimsenin itiraz edemeyeceği, kimsenin haksız yere
mağdur edilemeyeceği bir şekilde gereğini yapın…
Öncelikle bu işte yürütülecek mantık, en az mağduriyetle en büyük yararı sağlamak olmalıdır.
Etkilenen insan sayısı minimize edildikten sonra, TOKİ eliyle süratle aynı değerde binalar yapılır,
kimsenin burnu kanamaz…
Siyaset bunu acilen başarmalıdır.
Bu vilayetin çok büyük bir değeri var.
Recep Tayyip ERDOĞAN…
Herkes, özellikle O’nun sırtından geçinenler, baba evinde büyük haksızlığa, hukuksuzluğa, adam kayırmaya, çıkar sağlamaya
meydan vermemelidir.
Sesimizi duyar ve herkes için çok kötü olur.
Amacımız kötülük değil, güzelliktir, beraber mutlu olmaktır…
Mesele halledilinceye kadar hem yetkilileri, hem de halkımızı bilgilendirmeye devam edeceğim.
Allah yar ve yardımcımız olsun.
Sevgi ve saygılarımla…