İktidar siyasetleri toplumun kendisini kolayca değiştiremez ama kaderini değiştirir. O nedenle, bir ülkedeki yurttaşlar iktidara taşıyacakları siyasi partileri İnce eleyip, sık dokuyarak tercih etmeli, seçmeli..
İşte en yakın örneğimiz Ukrayna..
Ukrayna, Rusya’nın arka bahçesi olan, Avrupa’ya da açık bir ülke. Bu iki farklı durum her iki karşıt gücün Ukrayna’yı yakın markajda tutmasına yol açtı.
Rusya, Ukrayna’nın bir bölgesinde tahakküm kurdu, Avrupa ise Ukrayna’ya yatırımını artırdı, Ukrayna’yı yatırım üssü yaptı.
İktidarların bir kısmı Rusya’ya, bir kısmı ise AB(D)’ye yakın düştü.
İş başına gelen iktidarlar rüşvet, yolsuzluk, hırsızlık, kayırmacılık batağına düştüler. Bu durum toplumun huzursuzluğunu artırdı ve Batı, hedeflediği Rusya-Ukrayna savaşını çıkarmak için hiçbir siyasi tecrübesi olmayan bir komedyeni, Zelenski’yi iktidara hazırladı.
Küçük, büyük diğer partilerin desteği sağlanarak Zelenski iktidara taşındı..
Sonrası bilinen bir şey;
Ukrayna’nın NATO’ya ,AB’ye girme talebinin belirmesini Rusya, güvenliğine tehdit olarak gördü ve Rusya, Ukrayna’ya saldırdı, böylece Batı’nın arzuladığı Rusya-Ukrayna savaşı çıktı.
Şimdi o güzelim Ukrayna yerle bir olmuş durumda ve milyonlarca insan ülkesini terketmiş. Savaşın ne zaman biteceği, bitip bitmeyeceği de belirsiz.
Bugün savaş bitse bile ülkenin eski haline gelmesi uzun yılları alır. Giden canlar, sakat kalanlar vs. ise onarılamaz yaralar..
Evet.. Ukrayna örneğinde görüldüğü gibi iktidarlar ülkelerin kaderlerini belirlerler.
Toplumun yanlış karar verip Zelenski gibi birilerini iş başına getirmemesi için ise halkın işbaşına gelen ve büyük tabloyu gördüğünü iddia eden siyasi partilere güvenini yitirmemesi gerekir.
Eğer, Ukrayna’da olduğu gibi ülkesini düşündüğünü belirten iktidarlar yolsuzluk, usülsüzlük, tarafgirlik vb. şeylerle iç içe olursa, halk “ içindeki fareler yansın da ne olursa olsun” diye ülkeyi yakmayı göze alabilir..
O zaman kurunun yanında yaş da yanar.
İşte Arap baharı da böyle doğdu.
Ve bu ülkelerde halk hala birbirinin kanını döküyor.
Şimdilerde bu ülke halkları da tıpkı Mehmet Akif’in semerci hikayesi gibi eski semercisini arıyor…