Haber: Anadolu Ajansı
Eğitimci yazar Meryem Taşçı, Rize’nin bir dağ köyünde öğretmenlik yaparken hiçbir matbuya ulaşamadığını, bu sırada öğrencilerine piyes tarzında küçük öyküler yazarken kitaplarının oluşmaya başladığını söyledi.
TÜYAP Tüm Fuarcılık Yapım AŞ tarafından Türkiye Yayıncılar Birliği iş birliğiyle düzenlenen “38. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı”, okurlarla buluşmaya devam ediyor.
Anadolu Ajansının (AA) global iletişim ortağı olduğu ve bu yıl “Edebiyatımızda 50 Kuşağı” ana temasıyla TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi-Büyükçekmece’de ziyaretçilerini ağırlayan fuar, bugün sona erecek.
Yaklaşık 16 yıldır öğretmenlik görevini sürdüren, aynı zamanda Zeytinburnu Bilim ve Sanat Merkezi’nde sınıf öğretmeni olarak çalışan, 3 çocuk annesi yazar Taşçı, fuarda yer alan Gizemli Bahçe Yayınları standında minik okurlarıyla bir araya gelerek, kitaplarını imzaladı.
“Öğrenciler arasında tespit ettiğim noktaları ele aldım”
AA muhabirine yazarlık yolculuğuna ilişkin açıklamalarda bulunan Taşçı, kitap yazmaya 2009’da başladığını belirterek, ilk eserinin “Bir Hikayem Var” adlı kitap serisi olduğunu söyledi.
Taşçı, bugüne kadar 60 kitap kaleme aldığını belirterek, “Mesleğe öncelikle köy okullarında başladım. O dönem internet bugünkü kadar yaygın değildi. Rize’nin bir dağ köyünde öğretmenlik yaparken hiçbir matbuya ulaşamıyordum. Bundan dolayı öğrencilerime piyes tarzında küçük küçük öyküler yazmaya başladım. 2008’de İstanbul’a tayinim çıkınca da bir yayıncıyla tanıştıktan sonra, öykülerimi kitaplaştırdık.” diye konuştu.
Türkiye’deki eğitim sistemi içerisindeki boşluklara atıfta bulunarak eserleri hazırladığına vurgu yapan Taşçı, şöyle devam etti:
“Mesela arkadaşlık ilişkileri arasında sorunlar. Bir öğretmen olarak öğrenciler arasında ihtiyaç neyse ona yönelip, tespit ettiğim noktaları ele aldım. Bir anlamda buna psikodram da diyebiliriz. Yani kitaplarımla çocuklar arasında bir şeyleri çözmeye çalıştım ya da fen kültürümüzün çok zayıf olduğunu düşündüğüm için bu anlamda ‘Bilge ile Fen’e Yolculuk’ serisini kaleme aldım. Kafalarına takılan fen sorularını, öyküleştirerek onlara hissettirmeden kitaplarda anlatmaya çalıştım. Çocuklar aileden bir fen eğitimi alarak, okula başlamıyorlar. Özellikle Anadolu’da durum böyle. Ben de bu anlamda istedim ki kitaplarımı okuduklarında anne, babalar ve çocuklar bir şeyler anlasın ve bu kitaplar aynı zamanda fen derslerine yardım etsin.”
“Kendi öğrencilerime anlattığım şeyleri bütün Türkiye okusun istedim”
Meryem Taşçı, yazdığı kitaplara öğretmenlerden de olumlu yorumlar aldığını dile getirerek, “Çocukların seviyesine inerek, kendi öğrencilerime anlattığım şeyleri bütün Türkiye okusun istedim.” ifadesini kullandı.
“Atilla’nın Sihirli Atlası” adlı serinin çocuklar için bir gezi rehberi olduğunu aktaran Taşçı, şöyle devam etti:
“Bu seriyi 10 yıl sonra anneler de çocuklar da rahatlıkla okuyabilirler. Çünkü ülkelerin kültürlerinden tutun, yemeklerine kadar her şeylerinden bahsediyorum. Bu anlamda bence bu eserler, ölümsüz kitaplardır. ‘Bir Yıldız Tuttum’ serimde de fantastik öykülerim yer alıyor. Bu kitaplarda da ara ara çocukların heyecan, merak duyacağı konuları yazdım ama kesinlikle içerik olarak çocukların dünyasının zarar görmeyeceği şekilde, heyecanlarını dinamik tutarak, okuma alışkanlıklarını geliştirmeye çalıştım.”
“Bir Hikayem Var” adlı kitap serisinde de değerler eğitimine yer verdiğini belirten Taşçı, “Pati adlı seri kitaplarda da hayvan sevgisini aşılayan, hayvanlarla ilgili öykülerim yer alıyor. Çocuklar şu anda korku ve şiddet ögelerine çok yöneliyor ama bir öğretmen olarak bu ögelerin kitaplarda yer almadan, görgü kurallarından tutun da ahlak kurallarına kadar içinde tadımlık olarak verildiği kitapların da olabileceğine inanıyorum. Ben de buna dikkat ediyorum.” dedi.
“Çocuklar kitaplarla çok özdeşleşiyor”
Taşçı, yazdığı kitaplarla çocukların hayatı anlamalarına yardımcı olmak istediğini dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kitaplarım genel olarak dinamik, muzip ve meraklı çocuklardan oluşuyor. Öğrencilerden de genellikle Instagram üzerinden yorumlar alıyorum. Ağlayan çocuklar var mesela. Kitap bitince üzülüp, ağlayan sonra tekrar okuyanlar var. Bilge ile Fen’e Yolculuk serisindeki Bilge karakterinin hayatta olduğunu düşüyorlar ve imza günlerimde bana ‘Bilge nerede, ne yapıyor?’ diye soruyorlar. Yani çocuklar kitaplarla çok özdeşleşiyor. Aslında Bilge karakterini kızımdan esinlenerek yazdım ama kendi çocukluğumdan da öğrenciliğimden de kitaplara çok şey kattım.”
Çocuk kitaplarının okurlarda merak unsurunu tetiklemesi gerektiğinin altını çizen Taşçı, “Şu anda ‘Dilli Bilgin’in Haydutları’ serisi üzerine çalışıyorum. Dil bilgisi üzerine bir kitap ve çocukların derslerine yardımcı olacak, öykü şeklinde bir seri. Macera ve fantastik ögeler yine var. Çocukların korku, heyecan hoşlarına gidiyor ama bu seride Türkçeyi yabancı kelimelerden kurtarmaya çalışan bir gruptan bahsediyoruz. Yakın zamanda basılacak. Bir de tablet ve telefonla doyumsuzluğa ulaşan çocukların aslında hayatın ne kadar kıymetli olduğunu, anı yaşamanın önemini gösterecek bir kitaba başladım. Bu kitap üzerine çalışıyorum.” diye konuştu.