Avrupa çok acılar çekmiş. Savaşarak barışı öğrenmişler. Zafer kavramını silmişler zihinlerinden toplumsal anlamda tabii. Yoksa dünyanın nerede ise yarısını başka türlü nasıl mahkum edeceklerdi.
Zafer kavaramı o anlamda var ama ülke bazında düşündüğünüzde bu kavram doğu toplumlarında olduğu gibi kullanılmıyor. Zafer kavramı bir gazetecinin dediği gibi “bu coğrafyaya has bir kavram”. Batı yakası bizim anladığımız türden zaferleri silmiş zihninden. Sonrasında gelişmiş, modernleşmiş, hem ekonomik anlamda hem de demokrasi anlamında. Aslında bize satılan kendilerinde alıcı bulamaz ama öyle kabul etmek zorundayız.
Onların toplumunda bu anlamda bir sağduyu hakim. İngilizler İRA ile sorunlarını müzakere ederek çözdü. İspanya ETA ile aynı yöntemlerle masaya oturdu ve kısmen çözdü terör meselesini. Farkında iseniz üç harfli bu belaların biride bizde. PKK.
Şimdi bize dayatılan şu bana göre. Siz örnek olun. Müzakere yeteneğinizi geliştirin. PKK ile sorununuzu halledin ve örnek olun etrafınıza.
Evet yani, bu zalim PKK halledilirse, onunla sorunumuz çözülürse daha gelişmiş bir toplum, daha gelişmiş bir ülke olma yolunda çok önemli bir virajı almış olacağız.
Kolay değil. 40 bin cana mal olmuş trilyon dolarlar masraf edilmiş bu etnik ayırımcı terör belasına.
İçerdeki olayların ayrılmaz bir parçasından çok yönlendiren bir parçası dışarıdaki diasporalar.
Anlatılanlara bakılırsa mesela Kürt diasporası Avrupa’da çok rahat at oynatıyor, el üstünde tutuluyor. Yer altı dünyası da öyle zannedersem. Uyuşturucu baronlarının keyfi kaçar eğer Türkiye Kürt meselesini hallederse.
Bulundukları ülkelerde pozitif ayrımcılığa tabi bu zevat meselenin çözülmesini istemeyecektir, hatta süreci baltalama yönünde adımlar bile atabiliriler.
İmralı görüşmelerinin sızdırılması içeride bazı durumların istenilen şekilde gitmediğini göstermektedir bana göre.
Bu çok zorlu süreç kolay yürümeyecektir. Siyaset bedel ödemekten bahsederken haksız değil.
Bu kangren olmuş yara iyileşirken vücut organ kaybeder. Kemoterapi uygulanan nokta belki yok olur ama hasar bırakmaması da imkansızdır.
Ben çok yazdım. Bu ülke serbest piyasa şartlarına yönlendiğinden beri kalkınma için yaptığı hamleler zaman zaman sekteye uğratıldı. Üç parti ekonomik kararların bedelini ödedi, gitti. Siyasi ayağın tamamlanması da birinin başına kabak gibi patlayabilir.
Hızlı bir şekilde anayasa değişikliği ve PKK meselesinin gündeme gelmesi kırılma noktalarının mihenk taşlarıdır. Burada yapılacak operasyonlar geleceğimiz için güzel şeyleri çağrıştırıyor ama uygulayanlar için aynı güzellikleri taşımayabilir.
Zorlu süreçler yeni ve anlamlı değişikliklere gebedir.
Sevgi ve saygılarımla