Pandemi, sonrasında Rusya’nın Ukrayna’ya açtığı savaş, enflasyon girdabına girmiş dünyayı belirsizliğe itmiştir.
Her ülkede farklı şekilde tezahür eden bu durum, ülkemizde “Zincir Marketlerin” önlenemez fiyatlamaları nedeniyle tamamen kontrolden çıkmıştır!
Çünkü, devletin asgari gelir düzeyine sahip kesimlere yapmak istediği iyileştirmeler, daha başlangıçta acımasız bir şekilde yok edilmektedir. Zincir marketler tahmini iyileştirmelere, fiyatlamalarla ön almaktadır.
2 ay sonrası için şimdiden fiyatlanan ürünler, alım gücü enflasyonla eriyen düşük gelir guruplarını perişan etmektedir!
Hükümet tedbirlerini almada zorlanmakta, kontrol mekanizmalarını işletememektedir.
Ortak hareket ettiği açık seçik belli olan dev market zincirleri, aracı kurumları ele geçirmek suretiyle ülkemizi enflasyon sarmalında sürüklemektedir.
Kapitalist sistemde bu davranışların çok ağır yaptırımları vardır.
Liberal ekonomilerde net bir şekilde kaşlığı olan bu davranışların en kısa zamanda cezalandırılması geniş toplum kesimlerin beklentisidir.
Kartelleşen firmalara maalesef küçük ceza girişimleri dışında her hangi bir yaptırım göremedik.
Çünkü milyarlarca haksız kar eden zincir marketlere milyonluk cezalar gülünç olmaktadır.
Merkez bankası son faiz oranını % 9 olarak açıklarken, Bankalar faizi % 35’lerle çıkarmak suretiyle karşılık vermiştir.
Bu kulvarda da bir kontörsüzlük söz konusudur.
Evine ekmek götürmekte zorlanan düşük gelir guruplarının ödediği bedelin siyasete yansıması kaçınılmazdır.
Bir an önce ve zaman kaybetmeden zecri tedbirler almak hükümetin görevidir.
Yoksa, karşılıklı bedel ödemelerin ülkemizi uzun süreli belirsizliğe sürüklemesi kaçınılmaz olacaktır.
Bu belirsizlik toplumda derin yaralar açar. Ülke gençliğinin % 75’i istikbalini dışarıda arar.
Kur, enflasyon faiz sarmalında oluşan kara delik ülkenin bekasını bile gündeme getirebilir.
Keza devlet denetleme ve düzenleme yetkisini fahiş fiyat uygulayanlara ağır cezalar şeklinde tatbik etmez ise, bu durum da bir beka sorunu yaratabilir.
Selam ve dua ile…
Metin TOPÇU