Rusya’nın bozuk ekonomik koşullarında edebi alandaki sömürünün acımasızlığı bir yana sansür de yazmayı güçleştiriyordu.
İncir çekirdeğini doldurmayacak gibi görünen bir hikayede bile ekonomik, toplumsal ve siyasal ilişkilerin açıkça dile getirilmeksizin varlıklarını hep hissettirmesinin altında yatan “sırlar”, Anton Çehov’un ustalığında gizlidir.
Rize’nin arada bir yazan yazarının Cumhurbaşkanına Mektup yazarken biraz daha dikkatli olacağını sanmıştım. Hatta Cehov varı, hayatın bir anından bir kareden başlayıp büyük resmi ortaya koyacağını beklemiştim…
Ama olmadı, ilk cümlesini maalesef büyük resimden başlayarak kurdu, baltayı da taşa vurdu tabiri caizse…
Ne demişti girizgahta:
“CUMHURBAŞKANINA RİZE MEKTUBU
Güvendiğiniz Adamlara Çok mu Güveniyorsunuz?
Cumhurbaşkanı Rize’ye gelince önemli yazarlar ‘Cumhurbaşkanı’na açık mektup’ diye yazılar yazar. Sanırsınız Cumhurbaşkanı Rize’ye bu mektupları okumak için geliyor. Rize’yi çok merak ediyor ama Saray’da Rize hakkında bilgi alamıyor da Rize’ye muhterem yazarlarının köşe yazılarını okumak için geliyor.
Cumhurbaşkanı güzellemesi yanında kendilerince Rize için önemli olan konulara dikkat çeken yazarlara ayıp olmasın, madem Sayın Cumhurbaşkanı Rize’ye köşe yazısı okumaya geliyor, ben de kendimce önemli konuları sıralayayım istedim…”
Madem Cumhurbaşkanı okumuyor, Cumhurbaşkanına diye başlayan mektuplar işe yaramıyor sen niye yazdın? Önemsiz gördüğün olaya dadanmak neyin işaretidir? Madem yazdın bari zokayı yutma, midene takılmasın, boğulma…
Bir kere “Cumhurbaşkanı güzellemesi” dediğiniz Mektup, bir amaca yönelik yazılmıştır ve o amaç gerçekleşme aşamasında, sayılı günler sonra gerçekleştiğini hep beraber göreceğiz.
İkincisi, kayıkhane edebiyatından hemen sonra Hava limanı hakkında önemli bir yalana imza attı sayın yazar. Gençliğine veremem çünkü bal gibi yalan yazdı. Cumhurbaşkanına hitap ettiği yazıda yalan yazmak suretiyle kendini önemsiz duruma düşürdü…
Ne dedi?
“Rize halkını güvendiğiniz adamlar sürekli olarak aldatıyor Sayın Cumhurbaşkanımız… Buna zaman zaman hükümet üyelerini de alet ediyorlar. Bunun son örneği, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu ile yaşandı. Güvendiğiniz adamlar, 8 Eylül’de ihale edilecek olan Rize-Artvin Havalimanı’nın ihalesinin ertelendiğini, kısa süre içinde tekrar ihaleye çıkacağını söyledi Rizelilere. Oysa üç dört gün önce Sayın Bakan Eroğlu, pazar günü olmasına rağmen işler hızlı ilerlesin diye Bakanlar kurulunda imzaya açılan Rize Havaalanı için imza attığını söyledi. 8 Eylül’de ihaleye çıkacak olan bir yatırım için üç gün önce Bakan neyin imzasını atmış acaba? Dedim ya kandırıyor güvendiğiniz adamlar, bakanları da kullanarak…”
Bakan 8.9.2016 tarihinde ihalesi yapılacak olan hava limanı için bu sözü sarf etmedi. 2 Kasım 2016 da kamu ihale kurumunda ihaleye çıkacak evrakları imzaladı…
Büyük bir kaos yaratma sevdasında çevrelerin bütün engellemelerine rağmen bu hükümet hakikaten çok hızlı hareket ediyor.
Bu yüzden yerelde yapılan bir açıklama bakanın yaptığı açıklama ile çelişir görünüyor ilk bakışta… Ama ayrıntısına baktığınızda gerçek şamar gibi suratınıza iniyor ve yalan yazmak zorunda kalıyorsunuz…
Yerel siyasileri savunmak bana düşmez ama onlar da kamuoyunu doğru bilgilendirdiler, tekrar ihale edileceğini deklere ettiler… Haklı da çıktılar. Kamu ihale kurumunda Rize Hava Limanı ihale tarihi ilan edildi. Şartnamesi yayınlandı. Allah nasip ederse 2 Kasımda ihaleye katılacak firmalar tekliflerini verecekler, bilahare en uygun fiyat veren firma ilan edilecek ve on beş gün içinde yer teslimi yapılacak… Yani Rize Hava limanı 2016 yılı içinde başlamış olacak…
Hayatımda hiçbir zaman, ne büyük başarılar elde eden bir partinin gurunu yaşadım, nede sürekli kaybeden, halk tarafından ezilen bir partinin kuyruk acısını yaşadım…
Rizem için düşlediğim devasa projeleri kamuoyuna mal ettim, o meyanda kalem oynattım…
Ovit meselesi, Rize hava limanı meselesi bu çabalarımın bir ürünüdür.
Dileğim odur ki arada bir yazanda olsa genç kardeşlerimin Rize için düşünceleri siyasi mülahazalarının önüne geçsin ve öncelikleri hep Rize olsun…
Ben olamadım ama onlar o zaman önemli yazar olurlar.
Sevgi ve saygılarımla….